“Darbenin ardından, 1982’de, İstanbul’a yerleşmemden sonra, bazı tanıdıklarımdan uzak durmaya çalışmam yalnızca kendimi korumak için değildi. Onların güvenliğini de düşündüğüm için yaptım bunu. Üstelik aralarında benim durumumda olan birine seve seve yardım edecek kimseler de vardı. Öyle ya da böyle, bizden bir şekilde kaçmaya çalışanları fark ettiğimde, aç da olsam, dışarıda da kalsam, aramamaya gayret gösterdim. Asla onların peşinden gitmedim. Benzer şekilde, siyasi hayatımda da ne birinin ‘adamı’ oldum ne de kendime ‘adam’ aradım. ‘Adamcılık’ ahlâksızca olduğu kadar tehlikelidir de. Kendi dünyamızda da, kayırmacılığın, paslaşmaların, ayak oyunlarının, saman altından su yürütmelerin türlü örnekleriyle az karşılaşmadım.”
Kürt-ve-komünist olarak yaşanmış zorlu bir hayat: Batman’da ve Siirt’te İlerici Gençler Derneği ve Türkiye Komünist Partisi yöneticiliği, Moskova’da kısa süreli siyasi eğitim, hapishane tecrübesi, Türkiye Birleşik Komünist Partisi ve Sosyalist Birlik Partisi kuruluş çalışmaları, bu arada 90’larda Kürt illerinde hayat, Vedat Aydın’ın cenazesi… Sonra yerleşik komünizm anlayışının demokratik bir öz eleştirisi, yeni arayışlar ve Küyerel Düşünce Grubu faaliyeti… Sadece siyaset yok elbette Süleyman Talay’ın hikâyesinde. Batman’daki çocukluk yıllarından, 1980 sonrasının güçleşen geçim mücadelesine, canlı bir hayat var. Hayal kırıklıkları, hesaplaşmalar ve samimi bir muhasebe…
223
Turki
Politika Siyaset
Tanıl Bora
2017
Loading....