Sri Lanka dis mudahale ve rekabetlerin ortasinda ve tum bunlarin iceride Sinhal-Budist reflekslerle butunlestigi bir ic savas surecinde Tamil problemini cozmek zorunda birakildi. Kuresellesme surecinin bir sonucu olarak emperyalist tahakkumun somurge ulke politikalarini tamamen denetimi altina aldigi, daha iceriden yonetmeye basladigi bir surecte rekabetin keskinlesme sinirlari Sri Lanka orneginde kristalize oldu. Cin ve Hindistan gibi iki devasa komsu gucun golgesinde uluslararasi rekabetin ana (ABD-Ingiltere-Japonya) ve yardimci aktorlerinin (Israil-Pakistan) gorunur ve gorunmez mudahaleleriyle 20 milyon nufuslu bir adanin strateji hesaplarinin golgesinde ve onun izlerini tasiyan liberal baris projesi cercevesinde icine dusuruldugu girdap agir sonuclara yol acti. Uluslararasi stratejiyi belirleyen guclerin egemenlik kavgalarinda bu ada ulkesi basit bir figur pozisyonundan ileri bir fonksiyona sahip degildi. Bu anlamda emperyalist gucler Sri Lanka'ya kendi uluslararasi cikarlarini ve bu cikarlarin ifade ettigi normlari, politikalarini dayattilar. Norvec'in "arabulucu" rolu, emperyalist kampin sorunlarin ozunu temsil etmeyen ve Ingiliz tarzi somurge demokrasisi sinirlarini asmayan "neo-liberal baris normlarini" kabul ettirmeye yonelik cabalarina ek olarak, Sri Lanka'da Sinhal-Budist sovenist ve gerici yapinin urettigi, yabanci dusmanligi ve baris karsitligi at basi ilerledi. Sri Lanka devleti benzer kirilgan somurge devlet yapilarinin yine benzeri olaylarda basvurduklari turden bir yaklasimla etnik Tamil sorunun ve genel anlamda demokrasi problemlerinin cozumunde uluslararasi guclerin kendi aralarindaki celiskilerin bir tarafi olarak, arkasinda guc toplama politikasini izledi. Bu vasitayla guc biriktirerek, ic savas surecine mudahale etmeye calisti. Sinhal-Budist toplumsal kesimleri "her ne olacaksa olsun" noktasinda kitlesel kiyim politikalarina ikna etmeyi basardi. Uluslararasi "demokratik kamuoyunun" gozleri onunde agir savas suclarinin islendigi, acik ve yaygin