Kuşkusuz Hilmi Yıldırım döneminin mağdurlardan biri idi. Kaleme aldıkları, aslında 1925-1935 yılları arasında katledilen, tarumar edilen Kürdistan’ın yakarışları idi, o da aynı ülküyü taşıdığı çoğu akranı gibi bütün bu yakarışların acıttığı kalbinin sesini dinleyerek, bir yaz günü Dersim’e yardım etmek için çıktığı yolculukta, Batman-Diyarbekir yolunun yanı başındaki bir buğday tarlasında yanarak can verdi.Kendisinden geriye iki kitap, muktedirlerin dilinden dört-beş istihbarat raporu, bir fotoğraf, bir de elle çizilmiş Kürdistan bayrağı kaldı. Bugüne kadar kimsenin adını sanını duymadığı Muşlu Şabanzade Hilmi Yıldırım’a dair bu eser özellikle bazı cenahların dillendirdiği ‘’1937-1938’de Dersim, dönemin politik Kürt kadroları tarafından yalnız bırakıldı.’ tezine karşı bir antitez niteliği taşımaktadır. Bu eser en azından dönemin politik Kürt örgütü Hoybun tarafından geçmişte Ağrı’ya yapıldığı gibi Dersim’e de yardım etmeye yönelik ciddi bir çabanın var olduğunu kanıtlamaktadır.